Tarihçe
Dünyanın medeniyet tarihinde yeni bir devir açan demir yurdumuzun çok eskiden tanıdığı
madenlerin başında gelmektedir. De-mir’in Asya’dan Mezopotamya, Mısır, Kıb-rıs, Roma yolu ile Avrupa’ya geçtiğini tarih bize belgeleriyle ve açıkça göstermektedir. Milattan 16 yüz yıl evvel Maraş’ın kuzeyin-deki Firmis ve Kartal demir yataklarını işle-ten ve Anadolu’da demir sanayiini kuran Etiler’e ait tarihi bir etüdde şu satırları oku-yoruz.«Küçük Asya’nın büyük serveti ma-den ve sanayii idi. Etiler harp ganimetleri ile yaşıyan bir millet değildi. Anadolu daki cevher yatakları sayesinde geniş ölçüde ma-den ve bilhassa demir müstahsili idiler. Bü-yük Eti imparatorluğunun devamlı olarak artan gelir kaynağı demir sanayiidir. Küçük Asya demir hususunda çok zengin olup pek eski zamanlarda bunu kıymetli bir maden olarak piyasaya arz ederdi».
Boğazköy civarında Bulunan Etiler’e ait tuğla yığınlarında ise Mısır Firavunlarından birinin Eti Krallarına mektup yazarak kendi-sine demir gönderilmesini rica ettiği okun-muştur. Metallerin eritilmesi işi miiaddan 1000 sene evvel bilhassa Truva şehrinde ge lişmişti. Bu tarihte Kral «Hiram» Kudüs’te-ki meşhur mabedi inşa etmesi için Hazreti Süleymana maden eritmesini bilen bazı usta-lar göndermiştir.
XIV. yüzyılda timurlenk ordularına nal ve kılıç yetiştiren Divriği demir yatakları olmuştur. Kanuni Süleyman devrinde Türk ordularının ardında ileri bir demir sanayii bulunduğu Evliya Çelebi seyahatnamesinde yazılıdır. Su kuvvetinden istifade edilerek ku-rulan demir ocaklarına hava veren körükle-rin büyüklüğünü, orduların azametini anla-
tan Evliya Çelebi buraya gelen yabancıların «bu karı gördüklerinde engüşt bevdiheni hay-ret» olduklarını da ilâve ediyor.
Vaktiyle Bilecektik’te işletilen bir demir madeni hakkında 25 rebiievvel 973 (20 Ekim 1565 Cuma) tarihli padişah emirnamesinde şu satırlar vardır.
«Ne kadar top yulağı (yuvarlak gülle) işlenmiştir« Malum plmak mühim velazjım olmadığın buyurdumki ne kadar yulak ve her yulak ne miktardır. Defter edip yazıp bildüresin ve minbaad işlenecek yulak onal-tışar ve ondörder ve on birer ve yirmişer ve yirmi ikişer kiye olup onbirden aşağı olursa kabulüm olmaya ve bu hususta ziya-de sayedip ilah».
Görülüyorki dünyanın medeniyet tarihin-de yeni bir devir yaratan demire yurdumuz beşiklik etmiştir. Demir bugünkü üstün mev-kiini kömüre borçludur. İlk defa 1735 de İngiltere’de kok kömürü ile demir eritilmiş ve onu takip eden yıllarda demir sanayii sü-ratle gelişmeye başlamıştır.
1937 yılında Maden Tetkik ve Arama Ens-titüsü tarafından Divriği demir yataklarında yapılmaya başlanan etüdler 1938 de bitiril-miş ve madenin işletilmesi Etibank’a devre-d ilm i şti r.
1939 da kurulan Karabük Demir ve Çe-lik Fabrikaları ile Türkiye’de demir ve çelik ağır sanayii yerleşmiş ve 1964 yılı son ay-larında faaliyete geçen Ereğli Demir ve Çe-lik Fabrikaları ile bu ağır sanayii çok daha kuvvetli hale getirilmiştir.
(*) Ref.: Tttrk Ekonomi Dergisi Sayı 45/47 Hakkı Toklu’nun bir makalesinden